ÇOCUKLAR EVDEN GİDİNCE
Çocuklar bir gün evden giderler…
Bir şekilde, bir nedenle, öyle gerektiği için
, öyle olduğu için giderler…
Gözlerinde hayata karşı bir heves, omuzlarında
ince bir ağırlık, ellerinde uçarı bir telaş.
Kapıyı çekip giderler…
Çocuklar evden gidince, ev de sizden gider
biraz,
Sabah kızaran ekmeğin kokusu, ütünün buharı,
bir türlü şekle girmeyen saçlar, kapıdan çıkarken aceleyle öpülen yanaklar
gider…
Antrede biriken ayakkabılar, teki kaybolan
terlikler, yatağın üstündeki elbise yığınları gider.
Saatler sanki bir yerlerde durmuş gibi olur.
Hayatınız hasreti kuşanmış mevsimsiz bir ülkeye benzer bir zaman…
Çocuklar evden gidince;
Ansızın yapılan şakalar, vakitsiz istenen
sandviçler, pencere önünde beklediğiniz geceler gider...
Artık kapının önündeki ayak seslerini
duymazsınız,
Sokaktan geçen simitçiye seslenen kimse
yoktur.
Arka odadan yükselen müzik sesi, banyodaki
parfüm kokusu, ortasından sıkılmış diş macunları anılarınızda kalır.
Mutfak masası çoktan unutmuştur sıcacık ve
neşeli sohbetleri.
Fırında patatesin tadı eskisi gibi değildir
artık,
Kareli yatak örtüsünde izi kalmıştır aşk
acısıyla dökülen genç gözyaşlarının…
Çocuklar evden gidince;
“Annem duymasın”lar, “Babamı idare et”ler “Ben
zaten biliyorum”lar, “Ben çocuk muyum?”lar, “Beni anlamıyorsunuz!”lar, “Amma
meraklısınız”lar … El ele tutuşup hep birlikte giderler...
Onlar olmadığı zaman da “ben ne giyeceğim”ler
“arkadaşımda kalacağım”lar, “arkadaşlarımla çıkıyorum”lar peşi sıra ortalıktan
kaybolurlar…
Çocuklar bir gün evden giderler;
Giderken yüreğinizin bir parçasını da
yanlarında götürürler…
Onda kalan parçada sizden o kadar çok şey
vardır ki,
Onlar bunu bilirler,
Aldıkları her kararda, yaşadıkları her yol
ayrımında, her sevinçlerinde ve her acılarında
Fark ederler bu eşsiz bilgiyi,
Yeter ki onların yaşam pınarlarına hayat veren
kaynağın suyu berrak, hikmeti bol olsun.
Yeter ki sizden doğup hayatın içine akan bu
pınar ırmak olsun, nehir olsun, ve en doğru yönü bulsun...
Evet çocuklar bir gün giderler,
Ama gelecekleri yolu da asla unutmazlar.
Güzel bir alıntı...